Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Meclis Başkanı ve aynı zamanda Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Başkanı da olan Sebahattin Arslantürk, fındık fiyatı üzerinden siyaset yapılmasının, sandığa olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisi bulunmadığını ileri sürdü.

Çay TV’de katıldığı bir programda kendisine yöneltilen, “Fındık siyasal bir ürün mü?” sorusuna verdiği “ İktidarın fiyatı beğenilmez ama oyları alır. Muhalefet ‘iktidar 1 veriyorsa, ben 2 vereceğim’ vaadinde bulunur ama her zamankinden az oy alır” şeklindeki sözlerinin kamu oyunda tartışılması üzerine açıklama yapan  Arslantürk şunları söyledi:

“Fındıkta geçmişten günümüze fiyatlar ve politikalar da ortada, seçimlerdeki partilerin aldıkları oylar da… İrdelensin, incelensin şu gerçek net olarak gözükecektir. Hiçbir dönemde özellikle fındığa verilen fiyatlar seçim sandığına iktidar ya da muhalefetin aldığı oylara olumlu veya olumsuz katkı yapmamıştır. En olumsuz dönemde iktidar olanlar fazla bile oy almıştır. Fındığa yüksek fiyat isteyenler de bundan oy olarak nemalanamamışlardır. Onun için siyaset erbabının oy hesabına fındık sektörü ile ilgili söylemlerde bulunmasını hiç ama hiç doğru bulmadık, bulmuyoruz, bulmayacağız da.”

Fındığın, Türkiye’nin dünyada söz sahibi olduğu bir ticaret malı olduğunun altını çizen ve ürünün ekonominin kuralları çerçevesinde işlem görmesi gerektiğini kaydeden Sebahattin Arslantürk, katıldığı televizyon programda şunları söylemişti:

“Fiyatı veren iktidardır. Genelde de bu fiyat hiç bir zaman beğenilmez. Ama iktidar, bölgede en çok oyu alır. Fiyatı beğenen yoktur,  ama en çok oy ona gider. Muhalefet, ‘iktidar 1 veriyorsa ben 2 vereceğim’ der ama her zamankinden daha az oy alır. Onun için fındık siyasi bir emtia ürünü değildir. Ama siyasilerin en kolay ve en çok kullandıkları argümanlardan biridir bölgede fındık. İnsanlarla iletişimde ‘size şunu vereceğiz, bunu vereceğiz’ demek yerine en kolayı ‘fındığa fiyat vereceğiz’ der,  işi geçiştirirler. Ben sana ‘yol, elektrik, su, şu kadar istihdam yaratacağım’ demekten daha kolaydır söz ile fındığa fiyat vermek.”