ASRIN FELÂKETİNDE SUÇLULAR SİLSİLESİ…
Öncelikle “Asrın deprem felâketi” olarak nitelenen afette hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, aileleri ve yakınlarına sabırlar diliyor, kardeşlik bağları güçlü olan milletimizin başı sağ olsun diyorum.
10 ilimizde meydana gelen bu büyük afetin acılarını unutmadan, yaralarını saracak güce ve kuvvete bu ülke milleti ve devleti ile sahiptir.
Ancak adeta tepeden tırnağa, yani bir başka tarif ile silsile yolu ile sürü halinde birbirini izleyen ihmallerle yaşanan can ve mal kayıplarına direk veya endirek olarak sebep olanlar, elbette hukuki ve yönetim sorumluluğu ile cezalarını bulmalıdırlar. Aksi halde bu asrın felâketinin yarattığı tablo bile bir işe yaramayacaktır.
Öyle ki, depremin yarattığı yıkımların tek sorumlusu daha çok müteahhitler gibiymiş gibi gösterilmektedir. Oysaki bu sorumluluk silsilesinde müteahhitlerin en son sırada yer aldığı göz ardı edilmektedir.
İnşaatı yapanlara gelene kadar öncelikle mühendisler, mimarlar, bu binalara imar izni veren genel ve yerel yönetimler ile yapı denetimcileri ilk sıralarda yer almaktadır.
Öncelikle bu aşamaların dikkate alınması ve sorumlularının sorgulanması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.
Deprem sonrasında televizyonlarda yer alan programlarının birinde 20 yıldır Türkiye’de yaşayan Japon bir mühendisin; “Japonya’da bu seviyedeki depremler nerede ise can ve mal kayıplarına neden olmamaktadır. Bunun sebebi de gerekli yasalar ile mevzuatın varlığıdır. Ancak Türkiye’deki yasalar ve mevzuatta hemen hemen Japonya’daki gibidir. Buna rağmen böylesi yıkımlar ve can kayıplarının olmasını anlamak mümkün değil” derken duraksayıp, yutkunmasının nedeni ne idi bilir misiniz?
Japonya ile aynı olan yasalarımızın, kurallarımızın, mevzuatımızın kişiler eliyle kenara itilmesi, maddi çıkarlar için ihmaller yapılması ve bunları kontrolle görevli olanların da vazifelerini öyle veya böyle ihmal etmeleri.
İşte bunun için diyorum ki, sadece ihmali olan müteahhitler değil, bu ihmal silsilesinin içinde yer alanlar sorgulanmalı ve gereken cezalara çarptırılmalıdır.
Bu yapılmadığı, yani geçmişten bugüne kadar ortaya koyan yanlışlara göz yumulduğu takdirde, biline ki “Asrın felaketi” olarak nitelenen bu depremden bile dersler çıkarılmayacak, konunun uzmanı bilim adamları yine dinlenmeyecek, dikkate alınmayacak, bu da daha büyük felaketlere sebebiyet verecektir.
Allah böyle günleri bir daha yaşatmasın. Yaşatmaması için kul olarak bizlere verdiği akıl ve iradenin en doğru şekilde kullanılması yeterli olacaktır.
Türk Milleti olarak bu afetin yaralarını hep birlikte saracağız. Yeter ki böyle bir yara sarmaya sebebiyet verecek yanlışları yapmayalım.
Nevzat ÖZER
Meclis Başkanı