FINDIK ÜRETİMİNİ ARTIRMALIYIZ
 
Dünya fındık üretim ve ticaretinin büyük kısmını elinde bulunduran ülkemizde, üretim alanlarındaki artışı maalesef ürüne yansıtamıyoruz. Daha net bir ifade ile fındık bahçelerimiz artıyor ama elde ettiğimiz fındık artmıyor.
 
Resmi rakamlara göz attığımız zaman Türkiye fındık alanlarının 1970’de 326 bin hektar civarında ve bunun da tamamen Ana Üretim Bölgesi olarak adlandırılan Ordu’nun Ünye ilçesinin Doğusunda kalan kısımda olduğunu görüyoruz. 
 
1980’li yıllardan itibaren ise Samsun ile başlayıp Batı’da Kocaeli,  Düzce,  Sakarya ve son olarak da Zonguldak ile artmaya başlayan dikim alanları 385 bin hektara yükseliyor. Aynı hızla 1990’da 435 bin, 2000’de 544 bin, 2010’da 670 bin, 2020’de ise 740 bin hektara yükseldikten sonra 2024’de bahçe büyüklüğü 748 bin hektara ulaştı.
 
 
TÜRKİYE FINDIK ÜRETİM ALANLARI
 
İL 2022 2023 2024
ORDU 2.271.210 2.272.158 2.272.160
GİRESUN 1.177.290 1.177.290 1.177.290
SAMSUN 1.203.620 1.230.610 1.249.680
TRABZON 652.220 651.799 652.380
ARTVİN 82.202 82.292 80.560
TOKAT 29.000 29.000 29.000
RİZE 17.270 17.350 17.350
SİNOP 17.420 19.279 17.420
GÜMÜŞHANE 8.220 8.220 8.220
SAKARYA 758.670 774.890 774.890
DÜZCE 632.030 634.350 634.350
ZONGULDAK 264.530 260.940 260.940
KOCAELİ 82.790 95.850 95.840
KASTAMONU 77.660 77.740 77.740
BARTIN 76.000 81.690 81.690
DİĞER   57.280 57.280
TOPLAM 7.350.132 7.476.738 7.486.790
 
Üretim alanlarındaki hızlı yükselişe rağmen, bahçelerden elde edilen fındık miktarı aynı ölçüde artış göstermiyor.
 
Son 20 yılın ortalama rakamları ile Türkiye’nin yıllık fındık üretimİ 700 bin ton kabuklu civarında gerçekleştiği ortadadır.
 
Çeyrek asır öncesine kadar Dünya üretiminin yüzde 80’e yakın kısmını Türkiye’nin gerçekleştirdiğini hatırlar isek, üretim alanlarının artışına karşı elde edilen fındık miktarının aynı oranda artmamasının nedeni, tarım alanlarının bölünmesi ile birlikte verimde yaşanan düşüklükten kaynaklanmaktadır. 
 
Biz böyle bir tabloyu yaşarken, dünyada da fındık diken ülke hızla artıyor. Bu da üretimdeki payımızı resmi rakamlara göre yüzde 70 civarına kadar düşürmüştür. Oysa üretim alanları ile birlikte verimi de, kaliteyi de arttırmamız gerekirdi. Bu da çok zor değildi.
 
Borsa olarak “Çok çalışıp, çok üretip, çok satıp, çok kazanalım” sloganı ile fındıkta verim ve kaliteyi arttırma çalışmalarımızı 2003’den beri sürdürüyoruz. 2013’de bunu yaşlı bahçelerin sökülüp, farklı sistemlerle yeniden dikilmesi şekliyle hayata geçirdik. Bu da sektöre örnek teşkil etti ve bu konuda çaba gösteren kamu ve özel kuruluşların sayısı arttı. Örnek bahçeler çoğaldı.
 
Gerçek kazanım üretmekten geçer. Kaliteli bir şekilde modern tarım uygulamalarını da makineli sistem ile hayata geçirip, maliyetleri de düşürdüğümüz zaman fındık sektöründe hangi ülke üretim yaparsa yapsın Türkiye ile rekabet edemez. Çünkü en kaliteli fındığı biz üretiyoruz. Bu kaliteyi verim ile birlikte arttırdığımızda bugün 750 bin hektara yaklaşan alanda, ortalama olarak 700 bin ton civarında olan üretimimiz 1 milyon tonunun üzerine çıksa, dahası 1 milyon 500 bin tona ulaşmış olsa, bunu da ihraç ederiz. Ederken de rakip ülkelerin fındıktan aldıkları pazar payının azalmasına, dolayısıyla bizim de tekrar piyasada yüzde 80’leri ele geçirmemizi sağlar. Ancak bunun temel şartı gerçek üretici olup, bahçelere sadece toplamadan toplamaya değil, yıl boyu girmemiz ve emek vermemizdir.