GIDA İŞLETMELERİNDE “SORUMLU YÖNETİCİLİK” SORUNU…

GIDA İŞLETMELERİNDE “SORUMLU YÖNETİCİLİK” SORUNU…

Gıda Avrupa Birliği’nin ısrarla çıkarılmasını istediği üçlü kanun paketi “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun Tasarısı” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine geldi.İnsan, bitki ve hayvan sağlığının yanı sıra tarım ve gıda sektörü açısından çok önemli düzenlemeleri içeren pakette tartışılacak pek çok madde var.Gıda işletmelerinde teknik eleman çalıştırma zorunluluğunun kaldırılması. Gıda işletmeleri açısından olumlu gibi görünen bu düzenleme, halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit olarak görünüyor.

Nedir bu tehlike?
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr.Gökhan Günaydın, Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ataman, Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Besleme ve Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında “Gıda işletmelerinde mühendis yoksa, halk sağlığı tehdit altındadır” mesajı ile yasa tasarısını değerlendirdi. Yasa tasarısının aynen kabul edilmesi durumunda halk sağlığının ciddi tehdit altında olacağına dikkat çekerken, gıda üreticilerini de sıkıntıya sokmayacak çözüm önerisi de sundu.


Toplantıda yapılan değerlendirme ve çözüm önerisi satır başları ile şöyle:
1- Türkiye’de kayıtlı yaklaşık 40 bin civarında gıda işletmesi var. Gıda üreten – dağıtan – satan tüm noktalarla birlikte bu sayı 500 binin üzerine çıkmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda gıda denetçisi konumunda çalışan 5 bin civarındaki kamu görevlisinin çalışmasıyla tüm bu noktaların denetlenmesinin fiilen mümkün değil. Bu kapsamda 15 yıldır sürdürülmekte olan sorumlu yöneticilik müessesesi, gıda işletmelerinde çalışan teknik elemanların hizmetleriyle hijyen standartlarının yükseltilmesi ve gıda güvenliğinin sağlanması; böylelikle bir anlamda bu işletmelerin içeriden denetlenmesini sağlamaktadır.


2- TBMM’de görüşülmekte olan Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun Tasarısı, sorumlu yöneticilik müessesini kaldırmakta, 30 beygir gücü ve 10 çalışanın altındaki büyüklükteki işyerlerini teknik eleman çalıştırma zorunluluğundan muaf kılmaktadır. Türkiye’deki 40 bin gıda işletmesinin yaklaşık yüzde 80′inin 30 beygir gücü ve 10 çalışanın altında kapasiteye sahip oldukları ve gıda güvenliğine aykırı uygulamaların ağırlıkla bu işletmelerden kaynaklandığı değerlendirildiğinde; sözü edilen Tasarı’nın, gıda güvenliği ve halk sağlığı için ne denli tehlikeli sonuçlar yaratacağı kolayca öngörülebilir.


3- Hükümet Tasarısı niteliğinde olan düzenleme, 30 beygir gücü ve 10 çalışanın altındaki büyüklükteki işyerlerini mikro işletme olarak saymakta ve adeta gıda güvenliği açısından risk yaratmadıkları kabulü ile bu işletmeleri kapsam dışında bırakmaktadır. Oysa gerçek, Tasarı’nın bu genel kabulünün tam tersinedir. Kapasite raporları incelendiğinde görülecektir ki, örneğin günde bin kg dondurma üreten veya günde 4 bin adet ekmek çıkaran işletmeler, Tasarı’nın iddiasının aksine mikro işletmeler değildir. Bunlar, halk ve tüketici sağlığı açısından büyük riskler yaratabilecek ölçüde üretim gücüne sahiptir. Bu riskler, kısa vadede gıda zehirlenmesi olabileceği gibi, uzun vadede toksik ve kanserojen etkiler de olabilecektir.


4-  Gıda güvenliğinin vazgeçilmezliği ilkesi çerçevesinde, doğru üretim yapma gayreti içinde olan esnafı da koruyan çözümler bulunmalı. Tüm gıda işletmelerinin eksiksiz bir biçimde teknik eleman çalıştırma zorunluluğuna tabi tutulması, 20 beygir gücü ve 5 kişiden daha az kapasiteye sahip işyerlerinde görev yapacak, işin nevine göre konusuyla ilgili lisans eğitimi almış personelin yetkilendirilmiş denetçi niteliğiyle kamu adına çalışması ve bir anlamda denetim yapması, hizmetinin karşılığı olan ücret ve sosyal güvenlik primlerinin ise tarım bütçesine konulacak ödenek ile karşılanması ile mümkündür. Bunun tarım bütçesinde doğuracağı finansman yükü yıllık 100 milyon lira düzeyinde olacaktır. Bu rakam, 5.5 milyar lira olan toplam tarım bütçesinin 50′de 1′inden daha azdır. Üstelik bilinmektedir ki, gıda güvenliğine bütçe ayırmayan toplumlar, çok daha fazlasını sağlık harcamalarına ayırmak zorunda kalmaktadırlar.