FINDIKÇI KALICI ÇÖZÜM BEKLİYOR / TEKİN KÜÇÜKALİ / TAKA GAZETESİ
Fındığa bundan 40 yıl önce dağ meyvesi diyen politikacılar olmuştu.
Fındığı stratejik bir ürün olarak bir türlü kabul etmediler.
Ülkeye yılda 2 milyar dolar gelir getiren ve ülkeden bunun karşılığında 5 kuruş
çıkmayan kaç tane ürünümüz var?
Bu tarım düşmanlığını yöneticilerimize kim öğretti?
Ben fındığın menfaatçilerin elinde oyuncak olduğunu ezbere söylemiyorum. Bu
işi takip eden ancak bir türlü seslerini duyuramayanlar bakın teşhisi nasıl
koymuşlar. Trabzon Ticaret Borsası Mayıs 2014’te şu teşhisleri ortaya koyuyor:
“Herkesin bildiği, ancak çoğu kesimin anlamadığı, bir kısmın ise anlamamak
işine geldiği için bile bile yanlışta ısrar ettiği, ancak her haliyle gerçeğin de
ortada olduğu sektörlerden birisi de fındıktır.
Dünya üretim ve ihracatının büyük kısmını elimizde bulundurmakla
övündüğümüz, tarımsal ihraç ürünlerimiz arasında ilk sırada yer alan, her yıl 2
milyar dolara yakın döviz girdisini tek kuruş ithal girdisi olmadan, yana “net
kazanç” tanımıyla elde ettiren fındıkta, ne yazık ki bazı kesimler halâ dünya ve
ekonominin gerçekleri ile hareket ederek istikrarlı ve kalıcı politikalar izleme ve
izlettirme yerine, “eski hamam, eski tas” hesabıyla ve de “değişmeyen
anlayış” şekliyle hareket etmektedirler.”
Onca çaba, onca uğraşa rağmen, ülkemiz ve bölgemiz için her aşamada bu kadar
önemli olan bir ürünle ilgili 40-50 yıl önceki uygulamalardan vazgeçmek
istemeyenlerin bulunduğunu görmek ister istemez,
“Çok çalışıp, çok üretip,
çok kazanalım” ilkesiyle hareket edenleri üzmektedir.”
Demek ki teşhislerimiz doğrudur. Fındıkta “eski tas eski hamam” anlayışı
devam etmektedir.
Çözüm önerilerimiz ise oldukça net ve berraktır:
1- Ülkeyi yönetenler en başta fındığı “stratejik ürün” olarak kabul
etmelidirler.
2- Ordu’dan Rize sınırına kadar olan bölgede fındık üretimi teşvik
edilmelidir, desteklenmelidir.
3- Sakarya, Adapazarı gibi düz, geniş ve verimli olan arazilerde fındık
dışındaki ürünler de teşvik edilmelidir.4- Fiskobirlik beceriksizlerin elinden alınmalı, desteklenmeli ve yeniden
pazarda söz sahibi, yönlendirici konumuna getirilmelidir. Fındık üreticisi
sahipsiz bırakılmamalıdır.
5- Karadeniz sahilinde araziler kategorize edilmeli ve her tür arazi
karakterine göre birkaç türde örnek fındık tarlaları oluşturulmalıdır. Bu
tarlaların hızla oluşması için çiftçiye ekonomik ve mühendislik desteği
sağlanmalıdır.
6- Özel olarak fındık mühendisliği bir uzmanlık olarak geliştirilmeli ve çiftçi
ile mühendisler fındık tarlasında buluşturulmalıdır. Ziraat mühendisinin
ilçede masa başında oturması fayda sağlamamaktadır.
7- Arazilerin bölünmesini önleyici tedbirler alınmalıdır. Fındık üreticileriyle
fındık alıcılarının irtibatı satış aşamasında olmamalıdır. İlişki kışın
gübrelemeyle başlamalı, ilaçlama ile devam etmeli ve satış en son ilişki
olmalıdır.
8- Şimdiden kuraklıkla mücadele yöntemleri geliştirilmeli ve mühendislerle
birlikte yeni önlemler acil olarak alınmalıdır. Aksi halde ocaklarımızın her
yıl biraz daha kuruduğuna şahit olacağız. Bunlar kader değildir. Önlem
alınabilir konulardır.
Siz bugün fındığın 10 Lira olduğuna aldanmayın. Bu iktisadın meşhur
kuralıdır. “Ürünün az olduğu sene, zahmet ve maliyet az olur ancak
toplam kazanç daha fazla olur.”
İşlerin iyi gitmesi için her yıl fındığın yanmasını mı bekleyeceğiz. Önlem
almanın tam zamanıdır. Benden söylemesi…
Kalın sağlıcakla…