ÇAY NİMET, ÇAY-KUR VELİNİMETTİR

ÇAY NİMET, ÇAY-KUR VELİNİMETTİR

Sevgili okuyucularım, Her yazımda ÇAY-KUR ile ilgili bir şeyler dile getiriyorum.

Zira telefon ve mail yoluyla beni arayanların inanın haddi hesabı yok.

Geçen hafta çiftçimizin başını eğdirmememiz gerektiğini vurguladım.

ÇAY-KUR’umuza sahip çıkmalıyız, böyle bir kurumu kaybetmeden düzgün ve modern hale getirmeliyiz dedim.

Bugün bu israrımın nedenini size açıklayacağım.

ÇAY-KUR’umuzun ne kadar büyük ve köklü bir kurum olduğunu, çiftçimizin göz bebeği olduğunu size anlatacağım.

Ancak ilgililer bilmeli ki bu haliyle asla ve asla değil yazıyı ve bundan sonraki yazılarımı okudukça sizler, ‘Bu nasıl bir yapı, bu yöreye ne kadar faydalı bir kuruluş’ olduğuna sizler kara vereceksiniz.

ÇAY-KUR’un idare ettiği bütçeye ve idari yapıya bakalım.

ÇAY-KUR’da 2013 yılında istihdam edilen personel sayısı şöyle.

Beyaz yakalılar (memurlar) 1372 kişi çalışıyor.

Mavi yakalılar (işçiler) 2569 kişi daimi olarak çalışmaktadır.

Mevsimlik dediğimiz geçici olarak çalışanlar ise 7425 kişidir.

Bunlara ödenen ücret 301.333.192.51 lira olarak gerçekleşmektedir.

2013 yılında yaş yaprak olarak alınan toplam çay miktarı 672.208.05 kg’dır.

Bunun karşılığında üreticiye ise 872.287.809.92 lira ödenmiştir.

Tüm bunlara ilaveten, organik çay desteği olarak da 8.088.645.48 lira destek verilmiştir.

Yaş çay yaprağına ise 139.868.081.88 lira destek verilmiştir.

Bunların dışında 7/1 olarak yapılan budama masrafı için 16.843.637.69 lira ödenmiştir.

Budama tazminatı olarak da 93.418.446.66 lira ödenmiştir.

Fiili durum bu.

ÇAY- KUR’daki devasa yapıya bakar mısınız?

Neden velinimettir başlığını atmış olduğumu bilmem anlatabildim mi?

1.5 milyar liraya yaklaşan bir ödeme gücüyle ve büyük bir kuruluşumuzla karşıkarşıyayız.

Alınan yaş çay yaprak miktarı ise illerin verdiği kiloya göre sıralama yaparsak şöyle demeliyiz.

Rize 456.702 ton Rize’ye ödenen miktar 561.743.900 liradır.

Trabzon 130.131 ton, ödenen miktar 160.061.510 liradır.

Artvin 75.321 ton, ödenen miktar 92.645.033 liradır.

Giresun 10.053 ton, ödenen miktar 12.365. 490 liradır.

Sevgili okuyucularım,

Bu rakamları lütfen bir tarafa not ediniz.

Bu kadar geniş kadro bu kadar büyük bütçe = ÇAY-KUR.

Şimdi bu rakamları sizinle neden paylaştım?

Çay vermeye gittiğinizde karşınıza çıkan ÇAY-KUR’un bu kadar güçlü bir kurum olduğunu hissediyor musunuz?

Mesela 1950’li yıllardan kalan kantarlarını gördüğünüzde ya da basit bir çay verme işleminin hala eski günlerdeki gibi olduğunu görünce kafanızda yukarıdaki bütçeye sahip bir kurum canlanıyor mu?

Kesinlikle hayır.

İşte benim derdim bu.

Bu kadar devasa bir kuruluş olan Çay-Kur’a yakıştıramadığım konu da bu.

Yoksa ne kurt olmayı prensip edindim ne de tazı.

Hepimiz biliriz ki kurt avını kendisi için tazı ise efendisi için av yapar.

Hala kendisini yenileyememiş, modern alım sistemini kuramamış, işçi anlayışını, çay getiren vatandaşa muamele anlayışını değiştirememiş, bir dev yapı gözümüzün önünde  gün be gün eriyor.

Sonra da zarar etti, özelleştirelim, devletin üstünden bu yük kalksın denecek.

Anlaşılan vatandaş geçim derdiyle çayını getiriyor, ÇAY-KUR da bir taraftan “bu da nereden çıktı?” der gibi kerhen alım yapıyor.

Dışarıdan üreticiye yansıyan görüntü bu.

Biraz modern bir işletme anlayışı bekliyor üretici.

Ben üreticinin modern anlayışta bir ÇAY-KUR hak ettiğini düşünüyorum.

Aksini düşünenlerle her zemin ve şartlarda tartışırım.

Zira yazmaktan utandıklarımı da ö gün gönül rahatlığıyla yazabilirim.

Allah’ın bahşettiği çay bir nimettir, bir külfet değildir.